26 Nisan 2011 Salı

gündüz yolculuğunda uyuklayanın rüyası - ŞEFTALİ BAHÇESİ

Sekiz on ağaçlı küçük bir şeftali bahçesinin hayalini ilk ne zaman kurdum hatırlamıyorum,en son şimdi. Daha az önce kireç sürdüm ağaçlara yarıbeline kadar. Canlının zararlısı olmaz ya, hani börtü böcek rahatsız etmesin istedim kızlarımı. Çiçekli masa örtülerimi serdim ipe, rüzgarla oynaşsın diye. Hepi topu dört beş masam, bide etraflarına dizilecek sandaliyelerim vardır ahşaptan. Hepsini ayrı ayrı sevdim,serin sular döktüm ayaklarına. Onlar da bir hayalin kim bilir ne ağacıydı bir zaman. Beyaz kireçli ,turuncu çiçekli yeşil yapraklı hayal ağaçları. Ayaklarına su döktüm,serinlediler. Öyle uzun uzadıya konuşmadık ama bol bol sustuk beraber. hiç tanımadığım bir kadın şarkı söylüyordu,sesi sızı gibi ipince.ben o sesi sevdim için için.
Az önce indi akşam serinliği,güneş rahatına düşkün bir keyifperver gibi kaykıldı kaldı gökyüzünde. Dolaptaki rakının içi serinledi. Tenefüse çıkmış çocuk gürültüsü dallarda, boş lakırtıyla ömür geçiren cırcır böcekleri. Beyaz elbisemi uçuşturdu rüzgar,saçlarımı yüzümden çekmedim.
Az önce bitirdim sevdiğime yazdığım mektubu ;
“birazdan güzel kadınlar ve anlayışlı erkekler gelicek yanlarında elma yanaklı çocuklarıyla. Geçip oturucaklar bir şeftali ağacının altına. Kadın satenden bir yelpaze çıkarıcak hasır çantasından,adam yeniden aşık olucak kadına, çocuk ,dünya güzeli çocuk, o kadar emin ki bu aşktan kalkıp bir solucanın peşine düşücek. Yapma demiycek annesi, çocuk kötü olan hiçbir şey yapmıycak zaten. Kötüyü hiç bilmiycek. Sonra göz göze gelicez o adamla. Beyaz elbisem uçuşa uçuşa acelesiz yanlarına gidicem,hoşgeldiniz diycem gözlerimin en dibinden gülümseyerek, güzel bayanı selamlıycam başımla. Hal hatır sorucam önce. Nasıl keyifler diycem kendi gönencimden duacı. Bir küçük rakı istiycek adam, rakının yanına beyaz peynir, peynirin yanına kavun gelicek kendiliğinden. Deniz börülcesi istiycek sonra,kadının canı közlenmiş patlıcan çekicek. Rüzgar uğrayıp geçince masaya,oh diycek kadın,fesleğenler ne güzel koktu. Ben saçlarını sevicem fesleğenimin, çoban salata da ziyafete katılacak. Beyaz dolaplı mutfağıma gidicem, muazzez teyze ye diycem bana ne dedilerse. Dans eden ayaklar gibi bir o yana bir bu yana koşturacak muazzez teyze nin tombul elleri. Rakıyı uyandırıp masaya götürücem,hadi diycem bu kadar mayıştığın yeter,biraz da içen mayışsın.
Fötr şapkalı ihtiyarlar ve nazar boncuğu gibi genç kızlığını üstünde taşıyan 60 lık hanımefendiler gelicek birazdan. Şeftali ağaçlarının altında gelenin,gidenin, yenilenin içilenin,konuşulanın,gülünenin hesabı sorulmıycak.
Yaz en çok burda büyütücek kendini. Güneş iyice devrilip yatınca renkli ampüller yanıcak ağaç altlarında. Bir köy düğünü gibi hep beraber yiyip içicek insanlar, hiç tanımadığım bir kadın şarkı söylemeye devam edicek ,sesi sızı gibi ipince.ben seni sevicem için için.”
Daha demincek katladım koydum zarfa, yüzümü buruşturdum yapışkanlı yerini yalayınca. Ne olurdu sanki dedim, hadi sevdiğim uzakta ona bişiy demiyorum da bari şu yapışkanları şeftalili yapsaylardı.
Herkes evine dönücek sonra. Erkekler pamuklu pijama,kadınlar kısacık gecelikler giyip tertemiz çarşaflara bırakıcak kendini. Çocuklar çoktan uyudu dönüş yolunda.
Ben bi şeftali koparıcam dalından. Suları üzerime akıcak şeftalinin, birbirine en yakın iki ağaca hamağımı gericem,tavuskuşu desenli pikemi örtücem üzerime. Huzur gelip uykuma saklanıcak,
Sabaha bütün ağaçlarda sobelenmek için.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder